Sadık Ahmet… Batı Trakya Türklerinin adalet arayışındaki en büyük sesi, cesur bir lider, adaletsizliğe boyun eğmeyen bir mücadele adamı. Vefatının üzerinden tam 29 yıl geçti. Onun kaybı, yalnızca bir liderin değil, aynı zamanda bir halkın varoluş mücadelesinde güven duyduğu bir simgenin yitirilmesiydi. Ancak Sadık Ahmet’in bize bıraktığı en büyük miras, adaleti her koşulda savunma iradesidir. O, sadece kendi halkı için değil, her mazlum için bir umut ışığı oldu. Bugün, o ışık, yalnızca anılarda değil, gelecek nesillere miras bıraktığı cesaret dolu duruşuyla da yaşıyor.
Tam da Sadık Ahmet’in ölüm yıldönümünde, bu mirasın bir başka önemli halkası daha eklendi. Oğlu Levent Sadık Ahmet, babasından aldığı dirayet ve azimle yönettiği DCT Trading şirketi aracılığıyla, savunma sanayine giriş yaptığını duyurdu. Bu duyuru, yalnızca ticari bir hamle değil, aynı zamanda babasının izinden yürüyen bir evladın, onun mücadelesini yeni alanlarda yaşatma kararlılığının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Tarım ve inşaat sektörlerinde yıllardır süren başarılı faaliyetlerin ardından, savunma sanayiine atılan bu cesur adım, yalnızca bir şirketin değil, bir ailenin tarihine de yeni bir sayfa ekliyor.
Savunma sanayi, yalnızca ekonomik bir sektör değildir. Bir ülkenin stratejik öncelikleri arasında yer alır ve bu alanda atılacak her adım büyük bir sorumluluk taşır. DCT Trading, dünkü yönetim kurulu toplantısında aldığı bu kararla, yalnızca ürün tedarik etmekle yetinmeyeceğini, aynı zamanda işbirlikleri ve proje ortaklıklarıyla bu sektörde güçlü bir konuma ulaşmayı hedeflediğini açıkladı. Bu karar, şirketin portföyünü çeşitlendirmekle kalmayıp aynı zamanda küresel pazarlarda yer alma iddiasını da ortaya koyuyor.
Levent Sadık Ahmet’in bu cesur hamlesi, babasının yaşamındaki mücadeleci ruhun iş dünyasına taşındığının bir göstergesi. Tarım ve inşaat gibi alanlarda yıllardır elde ettiği başarıları, şimdi savunma sanayine taşıyarak sadece şirketin büyümesini değil, aynı zamanda Türkiye’nin bu kritik sektördeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. Ancak bu hamle, yalnızca ekonomik bir hedefin ötesinde anlamlar taşıyor. Sadık Ahmet’in adalet ve hak mücadelesinde başardıkları gibi, oğlu da kendi alanında sınırları zorlamaktan çekinmiyor.
Bu girişim, sadece şirketin ticari hedeflerini büyütmekle kalmayacak, aynı zamanda Sadık Ahmet’in anısını ve mirasını farklı bir boyutta yaşatacak. Çünkü bu mücadele, yalnızca bir bölgenin veya bir halkın mücadelesi değil; haklılık ve cesaretin evrensel bir temsilidir. Sadık Ahmet, “adaletsizliğe karşı direnmek bir insanlık görevidir” diyerek hepimize örnek oldu. Oğlu Levent ise bu öğüdü iş dünyasında hayata geçirerek, büyük bir vizyonun taşıyıcısı oldu.
DCT Trading’in savunma sanayine girişi, hem aile için hem de Türkiye için önemli bir dönüm noktası. Tarım ve inşaat sektörlerinde başarıyla dolu bir geçmişe sahip olan şirket, şimdi bu tecrübeyi savunma sanayine taşıyarak, daha geniş bir perspektifte ilerliyor. Bu adım, sadece şirketin büyüme stratejisi olarak değil, aynı zamanda bir idealin somutlaşmış hali olarak değerlendirilebilir. İşbirlikleri ve proje ortaklıklarıyla sektörün dinamiklerine katkı sunmayı hedefleyen bu hamle, Sadık Ahmet’in geçmişte verdiği mücadelenin bugüne uzanan yankısını taşıyor.
Sadık Ahmet’in ölüm yıldönümünde, onun bıraktığı mirasın nasıl bir vizyonla geleceğe taşındığını görmek, hepimize hem duygusal hem de ilham verici bir tablo sunuyor. Levent Sadık Ahmet’in liderliğinde DCT Trading, sadece bir iş başarısını değil, bir halkın mücadelesinden doğan azim ve cesaretin nasıl sınırları aşabileceğini gösteriyor.
Sadık Ahmet, yalnızca bir lider değil, halkı için bir umuttu. Bugün o umut, oğlunun başarılarıyla ve attığı her yeni adımla daha da büyüyor. Bu, bir babanın oğluna bıraktığı en büyük miras: asla pes etmeyen bir mücadele ruhu. Sadık Ahmet’in izinde, bu miras, her geçen gün daha da büyüyerek yoluna devam ediyor. Onun mücadelesini ve Levent Sadık Ahmet’in başarılarını, hep birlikte büyük bir gururla izliyoruz.
Sadık Ahmet’in hatırasına saygıyla…