Türkiye'de ekonomik dengeler altüst olmuşken, bazı sektörler var ki resmen “yatırım aracı” haline gelmiş durumda. Öyle ki dövizden, borsadan, hatta Bitcoin’den bile daha hızlı değer kazanıyorlar! Bunların başında ise özel okul fiyatları ve özellikle yemek ücretleri geliyor.
Son beş yılda döviz kurundaki artış, borsadaki yükseliş ve kripto paraların astronomik değerlenmesi hepimizin malumu. Ancak eğitimin, özellikle özel okul sektörünün bu pastadaki yeri artık şaka gibi! Veliler her yıl daha fazla zorlanırken, okulların fiyat politikaları “insaf” sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
Matematik yalan söylemez, okullar söyler mi?
2021’de bir özel okulda yıllık yemek ücreti 5.000 TL civarındaydı. Bugün ise aynı okulda bu rakam 110.000 TL’ye kadar çıkıyor. Yani tam 22 kat artış!
Peki, bu dönemde diğer yatırım araçlarına bakalım:
-
Dolar 2021’de 7 TL civarındaydı, bugün 35 TL bandında. (Yaklaşık 5 kat artış)
-
Microsoft'un piyasa değeri 2021’den bu yana 8 kat arttı.
- Bitcoin 2021’de 30.000 dolardı, bugün 96.134 dolara ulaştı. (Yaklaşık 3 kat artış)
Gelelim asıl bombaya: -
Özel okul yemek ücretleri: 22 kat artış!
Ne Bitcoin, ne Google, ne Tesla… Hiçbiri özel okul yemek ücretleri kadar kazandırmadı! O halde en iyi yatırım aracı belli: Özel okul kantinleri!
Öğrenci değil, resmen müşteri!
Türkiye’de özel okul fiyatları bir süredir eleştiri konusu. Ancak yemek ücretleri, kırtasiye masrafları, etkinlik bedelleri gibi ek maliyetler artık velileri mecburi yatırımcı haline getirdi. Eskiden eğitim bir hizmetti, şimdi bir lüks tüketim ürünü!
Öyle ki bazı okulların yemek menüleri Michelin yıldızlı restoranlara taş çıkartacak fiyatlarla sunuluyor. Ancak işin ilginç yanı, bu fiyatlara rağmen sunulan yemeklerin içeriği de sık sık eleştiri konusu oluyor. 110.000 TL yıllık yemek ücretine kuru bir makarna ya da yağsız bir mercimek çorbası düşüyorsa, burada ciddi bir sorun var demektir.
Veliler çıkmazda, okullar kazanıyor
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Veliler neden tepki göstermiyor?
Aslında gösteriyorlar. Ancak Türkiye’de devlet okullarının fiziki şartları, eğitim kalitesine dair endişeler, öğretmen kadrosundaki sorunlar ve yabancı dil eğitiminin yetersizliği gibi sebepler özel okulları zorunlu bir seçenek haline getiriyor. Yani bir nevi mecburi müşteri yaratılıyor. Bu durum özel okulların fiyat belirlemede keyfi davranmasına olanak tanıyor.
Olan, çocuklarının iyi bir eğitim almasını isteyen ancak bu süreçte ekonomik olarak sıkışan velilere oluyor. Bir yandan eğitim masraflarını karşılamaya çalışırken, diğer yandan ek giderler nedeniyle bütçelerini zorlamak zorunda kalıyorlar.
Peki çözüm ne?
-
Özel okulların yemek hizmetleri şeffaf olmalı. Hangi malzeme kullanılıyor, fiyatlar nasıl belirleniyor? Devlet bu alanda denetimleri sıkılaştırmalı.
-
Yemek ücretleri bağımsız denetimden geçmeli. Özel okullar fiyat belirlerken keyfi hareket etmemeli.
-
Veliler birlik olmalı. Talep ettikleri hizmetin hakkını sorgulamalı ve toplu hareket etmeli.
Özetle, eğitim sektörü bir hizmet olmaktan çıkıp ticarete dönüştü. Bunu durduracak olan yine hükümet ve velilerin kendisi. Çünkü öğrenci değil, müşteri gözüyle bakılan bir sistemin kazananı belli: Okullar ve onların uçuk fiyat politikaları!