Türkiye Gazetesi yazarı Prof. Dr. Emre Alkin, son köşe yazısında küresel tüketim alışkanlıklarının dönüşümüne dair çarpıcı analizlerde bulundu. Günümüz tüketicisinin artık tek bir ürün veya hizmet arasında değil, geniş bir yelpaze içinde seçim yapmak zorunda kaldığını vurgulayan Alkin, "Eskiden çanta çantanın, telefon telefonun rakibiydi. Bugün ise seyahat, elektronik cihazlar ve moda ürünleri dahil her şey birbirinin rakibi oldu" ifadelerini kullandı.

"Zengin, fakirin parasıyla zengin olur"

Alkin'in değerlendirmelerine göre, gelişmekte olan ülkelerde tüketiciler yüksek gümrük vergileri nedeniyle bütçelerini sınırlı seçeneklere yönlendirmek zorunda kalıyor. Özellikle lüks tüketim ve yüksek fiyatlı ürünlerde pazarlık kültürünün yaygınlaştığını belirten Alkin, "Zenginler pazarlık yaparak alışveriş yapar, ancak orta ve alt gelir grubu pazarlık edemez. Lüks ürünlerin fiyatı belirsizken, günlük ihtiyaçlarda fiyatlar daha stabil kalıyor" dedi.

Kim Daha Fazla Harcıyor? X Jenerasyonu mu, Millennials mı?

Küresel ölçekte harcama eğilimlerini analiz eden Prof. Dr. Alkin, farklı coğrafyalarda tüketici profillerinin değiştiğine dikkat çekti. "Kuzey ve Güney Amerika'da en çok harcama yapanlar X jenerasyonu iken, MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesinde Z jenerasyonu ve Millennials kuşağı öne çıkıyor. Çin, Rusya ve Avustralya'da ise Millennials nesli tüketim alışkanlıklarını belirliyor" ifadelerini kullandı.

Alkin, sosyal medyanın tüketici alışkanlıkları üzerindeki etkisini de vurgulayarak, "Brezilya, Hindistan ve Çin'de sosyal medya fenomenleri, film yıldızları ve sporcuların tüketim üzerindeki etkisi büyük. Avrupa ve diğer bölgelerde de bu trend giderek yayılıyor" dedi.

İkinci El Ürünlere Artan İlgi

Alkin, ikinci el ürünlere olan talebin Batı ülkelerinde büyük bir artış gösterdiğini belirtti. "Birleşik Krallık ve ABD'de gençler ikinci el ürünleri bilinçli şekilde tercih ediyor. Meksika, Brezilya ve Güney Kore gibi gelişmekte olan ülkelerde bile bu eğilim hızla yayılıyor" diyen Alkin, bu durumun iki temel sebebi olduğunu ifade etti: çevre bilinci ve maliyet avantajı.

"2025 yılında 33 ülkede yapılan bir araştırmaya göre, insanlar için en büyük küresel risk iklim değişikliği ve çevre kirliliği. Hayat pahalılığı ise ikinci sırada geliyor" diyerek tüketicilerin ikinci el ürünleri daha fazla tercih ettiğini belirtti.

Enflasyon, Satın Alma Psikolojisini Nasıl Şekillendiriyor?

Alkin, enflasyonun tüketici kararlarını doğrudan etkilediğini ifade etti. "Enflasyonist ortamlarda tüketiciler, ileride daha pahalıya alacakları düşüncesiyle bugünden alışveriş yapma eğiliminde oluyorlar. Zorunlu tüketim ürünlerinde talep hiç durmuyor ve insanlar mümkün olduğunca stok yapma yoluna gidiyor" dedi.

Enflasyonla mücadelede eski yöntemlerin artık yeterli olmadığını vurgulayan Alkin, "Piyasayı hissetmeden, ezbere kararlar almak yanlış. Ekonomi politikalarını belirleyenlerin ve iş dünyasının, tüketici psikolojisini iyi analiz etmesi gerekiyor" diyerek uyarıda bulundu.

"Subjektif Orta Sınıf" ve Tüketim Üzerindeki Etkisi

Alkin, bazı ülkelerde gelir seviyesi orta düzeyde olmayan bireylerin kendilerini "orta sınıf" olarak gördüğünü ve bu durumun tüketim alışkanlıklarına doğrudan etki ettiğini belirtti. Türkiye, Yunanistan ve Fransa gibi ülkelerde, bu algının tüketimi artırdığını ifade etti.

Öte yandan, yoğun göçmen hareketlerinin de tüketim dinamiklerini değiştirdiğini belirten Alkin, "Türkiye, Almanya, Avusturya ve İsveç gibi ülkeler, yüksek enflasyona rağmen göçmen nüfusunun tüketim kapasitesi nedeniyle ekonomik canlılık yaşayabiliyor" dedi.

Son olarak, ekonomik paradigmalara eski yöntemlerle yaklaşmanın büyük bir hata olacağını vurgulayan Alkin, karar alıcıların piyasa gerçeklerini daha iyi anlaması gerektiğini belirtti.