Türkiye'de yıllardır tartışması süren sokak hayvanları konusunda çözüme kavuşması gereken eksiklikler sokak hayvanlarının sayısını geçmişken, yeni düzenlemeler adı altında geçen teklifte, ötanazi kelimesiyle karşı karşıya kaldık.
Ötanazi kelimesinin, sonsuza kadar uyutmak yani öldürmek olduğunu ülkece öğrendik. Bazı kelimeler vardır literatür dili gayet masum bir fonetik yaratırken, anlamına bakınca sarsar. İşte ötanazi bu kelimelerden biri. Hayvanları göz göre göre toplayıp, ayıklama yaparak, canlıların haklarını hiçe sayarak öldürmek. Kimin haddine?
Hayvanlara tecavüzden, kısırlaştırmamaya, barınakların yetersizliğinden, barınak katliamlarına uzanan bir dizi sorunun arkasından yıllardır çözüm bekledik, bulamadık. Biz hayvanseverler veya insan olan herkes! Bizden tek farkları konuşamamak olan bu canlıları bir yere sığdıramadıklarını her yerde söyledik. Meclis’teki muhalefetler yeri geldi çocuklarla kıyaslanan dilsiz canlıları ‘daha çok korumak’ ile suçlandı. Sorunların üstü böylece yine insan ve hayvan ayrımcılığıyla kapatıldı.
AK Parti’nin, sahipsiz sokak köpeklerine ilişkin hazırladığı yeni kanun teklifi, hayvansever bir insanın kabul edemeyeceği türden karşımızda duruyor. Üstelik, bir kediyi canlı canlı katleden ve uzunca süre tutuklanmayan kamuoyu baskısı oluşup da sosyal medyada çığ gibi büyüyen cani hakkında tutuklama kararında bir hayli gecikilmişti. Neyse ki sonucunda cezasız kalmadı. Bunun gibi kamuoyuna yansıyamayan veya sosyal medya baskısından geride kalan canilerin de aynı şekilde ceza almasını diliyoruz. Son zamanlarda kişisel hesaplarından canlı yayın açarak, hayvanları katleden canilerin arasında yaşadığımızı düşünürsek, insanları değil, sokak hayvanlarını korumaya yönelik alınması gereken kararlar bir kenarda durmamalı.
Teklifte Yer Alan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon
Yeni kanun teklifi, sahipsiz hayvanların kısırlaştırılarak rehabilite edilmesini ve bakımevlerinde bakılmasını da öngörüyor. Sadece kısırlaştırma ve rehabilitasyon adı altında iyileştirme yapılmamış bakımevlerine toplama kampı gibi hayvanları sığıştırmak ne denli çözümdür? Hayvanların doğal yaşam alanlarından tamamen koparılması, onların ruhsal ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkiler mi diye düşünülmüyor.
Bakımevleri ve Yeni Standartlar Uygulanabilir mi?
Kanun teklifinin belediyelere bakımevleri için yeni standartlar getirmesi ve bütçe ayırmalarını zorunlu kılması, hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek adına önemli bir adım. Ancak, bu standartların uygulanabilirliği konusunda da şüpheler var. Belediyelerin bütçe sıkıntıları ve personel eksiklikleri, bu standartların hayata geçirilmesini zorlaştırabilir. Bakımevlerinin, hayvanların refahını sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve sürekli denetim altında tutulması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu yerler hayvanlar için birer hapishaneye dönüşebilir.
Kuduz Riskinin Çözümü Ötanazi Olmamalıdır!
Kuduz riski, elbette ki ciddiye alınması gereken bir konudur. Ancak çözümü olabilecek birçok yol varken, öldürmek, katletmek nasıl bir vicdana sığabilir? Hayvanların yaşam hakkı, insan sağlığı kadar önemlidir ve bu dengeyi korumak için alternatif çözümler araştırılmalıdır.
Birlikte Yaşam Mümkün!
Sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamayı herkes öğrenmek zorundadır. Hayvanların yaşam haklarına saygı gösteren, onların refahını ön planda tutan ve insanlarla uyum içinde yaşamalarını sağlayacak kapsamlı bir politika geliştirilmelidir. Bu süreçte, hayvan hakları savunucuları, yerel yönetimler ve toplumun tüm kesimleri el ele vermeli ve birlikte çalışmalıdır. Meclis’e alınmayan hayvan hakları savunucuları darp edilmemeli, baş köşede dinlenmelidir. Aksi halde alınan kararların hükmü hiçbir hayvansever için geçerli olmayacaktır.
Ötanazi caniliktir.