Enflasyonun yükselişi, kripto paralara yönelim ve borsanın halka arz kısmına yoğun ilgi! Tüm gelişmeler ekonominin geldiği noktada durup bir bakıldığında artı değer katkısının tüketim çılgınlığına yönlendirmede oldukça ilerleme kaydettiğini gözler önüne seriyor. 

Gözler önüne seriyor demek tam olarak da somut izdihamların yaşandığı bir takım mağaza önlerindeki kuyruklarda, bir umut içeriden alacakları ‘’daha ucuz’’ algısıyla insanların canları pahasına yarışa sokuldukları yerden geliyor. 

Yıllardır mutlaka teknoloji mağazalarının sabah saatlerinde kapıları arşınlanır, içeri erken girerek ürünleri ‘kapanlar’ şanslı sayılırdı. Fakat 2022 seçimlerinden sonra hızla yükselen enflasyon ve beraberinde yükselen hayat pahalılığı, şimdilerde her mağazanın arşınlanmasına ön ayak oluyor. 

Yılbaşı öncesi Kasım indirimleri denilen Black Friday günlerinde dünyaca ünlü marka Zara mağazalarında yaşanan 24 Kasım indirim günü olayları kamuoyunun gündemine oturmuştu. Birbirinin elinden kıyafetleri kapan kapana, upuzun kasa kuyruklarının saç başa düşen genç kadınların tek dileği orada buldukları başka gün alamayacaklarını düşündükleri ve ne yazık ki mağazaların indirim adı altında reklam algılarına inanarak kendi benliklerinden sıyrıldıkları noktaları gözler önüne sermişti. Üstelik bu büyük teknolojik mağaza değil, eskilerin çaput dedikleri kıyafetler uğruna yüzlerce insanın kavgaya tutuşmasıydı.

Bugün, Bursa'nın Yıldırım ilçesinde faaliyet gösteren bir zücaciye mağazasının açılışı sırasında da izdiham yaşandı.  Bir züccaciye dükkanı açılış yaptı. Kampanyadan faydalanmak isteyenler, saatler öncesinden kuyruğa girdi. Alım gücü düştü diye sokaklara dökülmesi zor bir kalabalık, bir takım ev eşyalarını züccaciyeden daha uyguna alabilmek için bir sokağın polis tarafından trafiğe kapatılmasına neden oldu.

Açılışa hücum eden kalabalıktan mağaza sahibi oldukça memnun olduğunu dile getirirken, bir anne 15 yaşındaki kızını o esnada kaybetti. Kalabalık içinde kaybolan genç kız ailesine kavuşmayı bekledi. Neyse ki anne de kızının yanında olmadığını fark ederek kızına kavuştu. Yaklaşık 3 bin kişilik bir kalabalık oluştuğu bilgisi paylaşıldı. Bu kalabalıkta insan kızını değil kendini de kaybedebilir diye düşündürdü.

İzdihama önlem amaçlı polis ekipleri eşlik etti. Polisler de tüketimin yaratacağı tehlikelerden haberdardı. Genç, yaşlı vatandaşlar, sanki bir konser sırası gibi hep birlikte mağaza açılışını beklemeye koyuldu.

Birçok çocuğun ailesinden koptuğu kalabalık bilgisine paralel olarak, birçok ev eşyasının da son zamanlarda el yakan fiyatlarından daha uyguna geleceği umudu bu insanları soğuk havaya rağmen ısıtarak ayakta tuttu.

Tabii herkes birbiriyle bir küçük yarışa da girmişti. Birbirini itenler, yere düşürenler, bayılanların olması yine de mağazaya akın etmenin önünü kesmedi. 

Mağaza sahibi Bekir Yetişen, yoğun ilgi beklentisiyle açılışa hazırlandıklarını ve güvenlik önlemlerini arttırarak müşteri memnuniyetini sağlamak istediklerini belirtti. Yetişen, "Halkımızın ilgisi bizleri memnun etti. Fiyatlarımızı uygun tutarak müşteri devamlılığını hedefliyoruz. Bu tür etkinliklerde kalabalık olacağını önceden tahmin ediyorduk. Güvenliği artırarak müşterilerimizin mağdur olmasını önledik" dedi.

Tüketim çılgınlığı ne ara birbirine hoşgörüsüzlük ve yarış halini aldı? Ya da tam olarak içinde bulunduğumuz sistem bunu mu yaratmak istiyordu? İlkokul çağından başlayan sınavlar yarışı, arkasından işe girmek, o işte tutunmak için herkesin birbirinin önüne geçmeye çalışması ve birilerinin ezilerek elendiği bir yarışın gerçek hayattan somut örneği bu izdihamlar oldu…

Artık ev almak için sıraya girmenin imkansızlaştığı ekonominin geldiği noktada, bir züccaciye dükkanı için 3 bine yakın insanın toplu bekleyişi, birbirleriyle yarıştığı ve bir çırpıcı kazandığı zamanlardayız.