Bu hafta Washington’da gerçekleştirilecek Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları, küresel ekonomik istikrarsızlıklar ve büyüme zorlukları ışığında kritik kararlar için platform oluşturacak. Maliye bakanlıkları, merkez bankaları ve sivil toplum kuruluşlarından 10.000’den fazla temsilcinin katılması planlanan toplantılarda, düzensiz küresel büyümeyi hızlandırma, borç yönetimi ve yeşil enerji dönüşümünü finanse etme gibi önemli başlıklar ele alınacak.

ABD seçimleri ve küresel ticaret endişeleri

Toplantıların resmi gündeminde yer almasa da, ABD başkanlık seçimlerinin olası sonuçları katılımcıların zihinlerinde önemli bir yer tutuyor. Özellikle Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın seçimi kazanması halinde, ABD’nin devasa yeni gümrük vergileri uygulaması ve çok taraflı iklim iş birliğinden çekilme riski, küresel ekonomik düzenin geleceği üzerinde büyük bir belirsizlik yaratıyor.

Eski IMF yetkilisi Josh Lipsky, "ABD seçimlerinin ticaret politikaları, doların geleceği ve Federal Rezerv’in liderliği üzerinde büyük etkileri olacak. Bu sonuçlar dünyadaki her ülkeyi etkileyecek," dedi.

Uzmanlara göre Demokratların adayı, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in, seçimi kazanıması durumunda, Biden yönetiminin çok taraflı iş birliği ve iklim politikaları konusundaki çabalarını sürdürmesi bekleniyor. Bu süreç, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen için son büyük toplantı olabilir; zira Yellen, Biden’ın görev süresinin sonunda kamu görevinden ayrılmayı planladığını ifade etti.

Çin ekonomisi ve yeşil enerji tartışmaları

Çin’e yönelik artan ticaret kısıtlamaları ve Biden yönetiminin Çinli elektrikli araçlar, yarı iletkenler ve güneş enerjisi ürünlerine uyguladığı yüksek gümrük vergileri de toplantıların önemli tartışma başlıklarından biri olacak. Ayrıca IMF, Salı günü küresel büyüme tahminlerini güncelleyerek zayıflayan Çin ve Avrupa ekonomilerine dikkat çekecek. IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, "Dünyanın yüksek borçlarla boğuştuğu, orta vadede yavaş bir büyüme dönemine girdiği zor bir gelecek bizi bekliyor" açıklamasında bulundu.

Yine de Georgieva, ABD ve Hindistan’ın dirençli ekonomik performansları sayesinde bu zayıflığın tamamen karamsar bir tablo çizmediğini belirtti. Ancak düşük gelirli ülkelerdeki borç krizleri ve yetersiz likidite, gelişmekte olan piyasaların kalkınma yatırımlarını ertelemek zorunda kalmasına neden oluyor.

Ortadoğu ve Ukrayna'ya yönelik endişeler

Ortadoğu’daki çatışmalar, özellikle İsrail ve Gazze Şeridi’ndeki gerilimler, bölgesel ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerini sürdürürken, petrol ve doğalgaz dağıtımını riske atan olası bir tırmanış, küresel ekonomi üzerinde daha büyük bir etki yaratabilir. Ukrayna'ya destek ise gündemde önemli bir yer tutacak. G7 ülkeleri, Rus varlıklarıyla desteklenen 50 milyar dolarlık bir kredi üzerinde siyasi anlaşmaya varmayı hedefliyor. Bu kredi, Trump’ın Ukrayna’dan desteğini çekme tehditlerine karşı bir güvenlik ağı olarak görülüyor.

Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga ise bu toplantıların, bankanın genişletilmiş kredi kapasitesini kullanarak kalkınma projelerini hızlandırma ve küresel kalkınma sonuçlarını iyileştirmeye odaklanması gerektiğini belirtti.

Editör: Halit Alptekin