Türkiye'de konut sektörü, yüksek faiz oranları ve finansmana erişim zorlukları nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Sektör temsilcileri, bu sıkıntıların aşılması ve satışların artması için bankalara büyük görev düştüğünü belirtiyor. Faizlerin düşmesi durumunda 2025 yılı için satış rekoru bekleniyor.
Barınma krizi ve deprem riski konut talebini artırıyor
Türkiye’de hızla artan nüfus ve eskiyen yapı stokları, barınma krizini derinleştiriyor. Her yıl yaklaşık 800 bin yeni konuta ihtiyaç duyulurken, mevcut ekonomik koşullar nedeniyle bu rakamın ancak 500 bin adedi karşılanabiliyor. Özellikle deprem riski altındaki Türkiye’de güvenli ve modern konut ihtiyacı hayati önem taşıyor.
Yüksek faiz oranları kredi kullanımını engelliyor
Sektör temsilcileri, konut kredisi faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle hem tüketicilerin hem de müteahhitlerin finansmana erişimde zorlandığını ifade ediyor. Faizlerin düşmesi, konut satışlarını artıracak ve sektörde canlanma sağlayacak. Bu sayede, yeni konut üretimi hızlanacak ve ev sahipliği oranı artarak kira fiyatlarının dengelenmesi sağlanacak.
Son 3 ayda 400 bini aşkın konut satıldı
2023 yılında konut satışlarında ciddi bir düşüş yaşanırken, 2024 yılının ikinci yarısında bankaların kredi kampanyaları sayesinde hareketlilik görüldü. Temmuz’dan Eylül’e kadar toplamda 402 bin 162 konut satışı gerçekleşti. Ancak sektörün eski günlerine dönebilmesi için kredi musluklarının daha da açılması gerektiği belirtiliyor.
İpotekli satışlar ve arz-talep dengesizliği
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Eylül 2024’te ipotekli konut satışları yüzde 87,4 artış gösterdi. Ancak genel olarak ipotekli satışlarda düşüş eğilimi devam ediyor. Talebin yüksek olduğu ancak üretimin sınırlı kaldığı bu süreçte, sektör temsilcileri finansal kaynakların genişletilmesi ve kredi imkanlarının artırılmasını öneriyor.
Kentsel dönüşüm ve güvenli yapı ihtiyacı
Türkiye’de özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde acil dönüşüm bekleyen milyonlarca bina bulunuyor. Deprem riski nedeniyle güvenli konutların üretilmesi gerektiği vurgulanıyor. İstanbul’da dönüştürülmesi gereken 600 bin acil yapı olduğu ifade edilirken, bu binaların çoğunun 20 yıldan kısa bir süre içinde yıkılma riski taşıdığına dikkat çekiliyor.
260 sektöre can suyu olacak
Konut sektöründeki canlanma sadece inşaat sektörü için değil, 260’tan fazla yan sektöre de doğrudan etki edecek. Beyaz eşya, mobilya, enerji, lojistik gibi birçok sektörü besleyen konut yatırımları, ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Bu nedenle, bankaların kredi musluklarını açması ve faizleri düşürmesi, yalnızca konut piyasasını değil, ekonomiyi de canlandırabilir.