Türkiye, dünyada otomobil üzerinden Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alan az sayıdaki ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Üstelik yıllar içinde artan vergi oranları ve güncellenmeyen matrah dilimleri nedeniyle vatandaşlar her geçen gün daha yüksek vergi yükü ile karşılaşıyor.

ÖTV Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2002 yılında %27 ila %50 arasında değişen ÖTV oranları, günümüzde %45 ila %220 seviyelerine ulaştı. Ancak matrah dilimleri en son Kasım 2022’de güncellendiği için birçok otomobil, daha yüksek vergi dilimlerine girerek fiyat artışlarına neden oluyor.

Gizli ve açık vergi artışları tüketiciyi zorluyor

Türkiye’de otomobil ÖTV zamları iki farklı şekilde gerçekleşiyor. Bunlardan ilki, ÖTV oranlarının doğrudan artırılmasıyla yapılan açık zamlar. Diğeri ise matrah dilimlerinin güncellenmemesi nedeniyle araçların otomatik olarak daha yüksek vergi dilimine girmesiyle oluşan gizli zamlar.

Örneğin, vergisiz fiyatı 700 bin TL olan bir otomobilin %80 ÖTV dilimine girmesi durumunda vergilerle birlikte fiyatı 1 milyon 524 bin TL’ye ulaşıyor. Eğer ÖTV matrah dilimleri güncellenmiş olsaydı ve aynı araç %45 ÖTV’ye tabi olsaydı, fiyatı 1 milyon 227 bin TL olacaktı. Bu durum, matrah güncellemesi yapılmadığı için vatandaşın fazladan 300 bin TL ödediğini gösteriyor.

Türkiye, otomobil vergisi yükünde dünya lideri

Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’de otomobil fiyatlarının üzerindeki vergi yükünün açık ara en yüksek olduğu görülüyor. Eurostat verilerine göre, Türkiye’de 100 birime alınan bir otomobilin fiyatı, Avrupa’da çok daha düşük seviyelerde vergilendiriliyor.

Bunun en büyük sebebi, Türkiye’de uygulanan yüksek ÖTV oranları ve matrah dilimlerinin enflasyona göre güncellenmemesi. Bu durum, araç sahibi olmayı zorlaştırırken, vatandaşları ya yüksek bedeller ödeyerek yeni araç almaya ya da eski ve güvenlik açısından risk taşıyan araçları kullanmaya mecbur bırakıyor.

Motorlu taşıt ÖTV tahsilatı bütçe hedefini aşıyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, motorlu taşıt ÖTV tahsilatı yıllar içinde sürekli olarak bütçe hedefinin üzerinde gerçekleşti. Pandemi döneminde otomobilin bir ihtiyaç haline gelmesiyle, 2020’de ÖTV tahsilatı bütçedeki hedefin 2,5 katına ulaştı. 2023 yılında ise bütçede hedeflenen 346 milyar TL’lik tahsilat yerine 441 milyar TL’lik ÖTV geliri elde edildi.

Son 10 yılda Türkiye’de motorlu taşıt ÖTV tahsilatı %3057 oranında artarken, genel vergi gelirleri %1691 artış gösterdi. Bu durum, otomobil üzerindeki vergi artışının genel vergi artışına kıyasla iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Çözüm: ÖTV matrah dilimlerinin düzenli güncellenmesi

Otomobil ÖTV matrah dilimlerinin uzun süre güncellenmemesi, fiyatların daha yüksek vergilerle artmasına neden oluyor. Uzmanlar, matrah dilimlerinin aylık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) veya Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında artırılarak uygulanması gerektiğini savunuyor.

Bu şekilde, yüksek enflasyon ortamında otomobillerin gereksiz yere üst vergi dilimlerine girmesi önlenebilir ve vatandaş üzerindeki vergi yükü hafifletilebilir.

Otomobiller, ‘tekerlekli vergi dairesi’ haline geldi

Türkiye’de otomobil üzerindeki yüksek vergiler, sadece bireysel tüketiciyi değil, genel ekonomi üzerinde de etkiler yaratıyor. Yüksek vergilendirme nedeniyle vatandaşlar yeni araç almakta zorlanırken, ikinci el piyasasında fiyatlar yükseliyor ve tüketici seçenekleri daralıyor.

ÖTV ve KDV yüklerinin enflasyon üzerinde de baskı oluşturduğunu belirten uzmanlar, otomobil vergilendirme sisteminde daha adil ve sürdürülebilir bir modelin benimsenmesi gerektiğini ifade ediyor. Türkiye’nin küresel otomotiv piyasasındaki rekabetçiliğini artırabilmesi için, mevcut vergi politikasının yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmaz görünüyor.