Dünya gazetesi yazarı Naki Bakır, bugünkü köşe yazısında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan “İktisadi Yönelim Anketi”nin mart ayı verilerini mercek altına aldı. Bakır’a göre, sanayicilerin ilk çeyrekte üretimlerini kısmaya yöneldiği gözlemlenirken, ikinci çeyrek için dikkat çekici bir üretim artışı eğilimi ortaya çıkmış durumda.

İmalat sanayi işyerlerinden alınan yanıtların değerlendirilmesiyle hazırlanan anket, sanayinin genel durumu, iç ve dış siparişler, maliyetler ve üretim beklentileri gibi birçok göstergeye dair kapsamlı bir tablo sunuyor.

İlk çeyrek: Zayıf siparişler, artan maliyetler
2025’in ilk çeyreğinde imalat sanayiinde üretimini artıranların oranı yüzde 14,2 olurken, üretimini kısmak zorunda kalanların oranı yüzde 15,9 olarak hesaplandı. Böylece sektör genelinde üretim değişimi denge değeri eksi 1,7 olarak gerçekleşti.

İç piyasa siparişlerinde artış yaşayan işletmelerin oranı yüzde 13,2 iken, düşüş yaşayanlar yüzde 19,5’e ulaştı. İhracat tarafında ise yüzde 15,1 artışa karşılık, yüzde 18,7’lik bir kesim siparişlerinde azalma bildirdi. Genel olarak toplam sipariş dengesinde eksi 0,9’luk bir fark ortaya çıktı.

Öte yandan maliyetler cephesinde dikkat çekici bir artış söz konusu. Sanayicilerin yüzde 64,5’i birim maliyetlerin arttığını bildirirken, sadece yüzde 1,8’lik bir kesimde maliyetlerin düştüğü görüldü.

İkinci çeyrek: Üretim atağı sinyalleri

Nisan-Haziran dönemine yönelik beklentilerde üretim artışı lehine olan seyir güç kazandı. Üretimini artırmayı planlayan imalat sanayicilerinin oranı mart ayında yüzde 32,5’e yükselerek, şubat ayındaki yüzde 23,5 düzeyinin oldukça üzerine çıktı. Buna karşın üretim kısma eğilimindeki oran yüzde 8,5 seviyesinde sabit kaldı.

Bakır’ın analizine göre, ilk çeyrekte üretimi kıstığını belirten işletmelerin iki katından fazlası ikinci çeyrekte üretimi artırma yönünde plan yapıyor. Bu da sanayinin tekrar ivme kazanma potansiyeline işaret ediyor.

İç talep ve ihracat beklentileri de olumlu

Sanayicilerin yüzde 42,5’i iç piyasa siparişlerinde artış beklediğini bildirirken, sadece yüzde 2,4’lük bir kesim düşüş öngörüyor. İhracat siparişlerinde ise artış beklentisinde olanların oranı yüzde 27,7, azalma bekleyenlerinki ise yüzde 10.

Toplamda, sipariş artışı bekleyenlerin üretimdeki ağırlığı yüzde 32,4 olarak hesaplanırken, düşüş bekleyenler yüzde 9,5 seviyesinde kaldı.

Maliyet ve fiyat baskısı sürüyor

İkinci çeyrek beklentileri arasında ortalama birim maliyetlerde artış öngörenlerin oranı yüzde 58,4 ile bir önceki döneme göre azalmış olsa da halen yüksek seyrini sürdürüyor. Bu da satış fiyatlarında artış planlayan işletmelerin oranını yüzde 44,4’e taşıyor.

Bununla birlikte kısa vadeli TL kredi faizlerinde düşüş bekleyen sanayicilerin oranı yüzde 53,8’e ulaşırken, sadece yüzde 5,9’luk bir kesim artış beklediğini ifade etti.

Genel görünümde temkinli iyimserlik

İmalat sanayindeki genel gidişata ilişkin değerlendirmelerde ise iyimserliğin artmaya başladığı gözlemleniyor. Mart ayında sanayicilerin yüzde 8,9’u sanayi dalındaki gidişatın olumlu yönde olduğunu ifade ederken, bu oran son 10 ayın en yüksek seviyesi olarak dikkat çekti. Aynı dönemde kötümserlerin oranı ise yüzde 12,4 ile pandemi sonrası dönemin en düşük düzeyine indi.

Yatırım planlarında ivme kaybı

Sanayicilerin yatırım eğilimi ise üretim beklentilerine kıyasla daha temkinli seyrediyor. Mart ayı verilerine göre, üretim değeri ağırlıklı olarak işletmelerin yüzde 21,4’ü önümüzdeki 12 ayda yatırım harcamalarını artıracağını bildirdi. Bu oran şubat ayında yüzde 22,9 seviyesindeydi.

Geçtiğimiz yıl mart ayında yüzde 24,8 olan bu oran, yıl içinde yüzde 30’a kadar çıkmış ancak sonrasında düşüş eğilimine girmişti. Bakır, bu düşüşün dikkat çekici olduğunu ve yatırım kararlarının daha uzun vadeli belirsizliklere duyarlı olduğunu vurguladı.

Siyasi istikrar, üretim artışının sürdürülebilirliği için kritik

Naki Bakır yazısında, mart ayı verilerinin siyasi gerginlik öncesi döneme ait olduğunu hatırlatarak, son dönemde yaşanan gelişmelerin üretim planlarını nasıl etkileyeceğinin ancak nisan ayı anket sonuçlarıyla netleşeceğini ifade etti.

Bakır, ikinci çeyrek için ortaya konan üretim artışı azminin; büyüme, istihdam ve enflasyonla mücadele açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Ancak bu ivmenin korunması için siyasi belirsizliklerin hızla giderilmesi gerektiğinin de altını çizdi.