İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye ekonomisi ve enflasyon ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Aran, enflasyonun kontrol altına alınması ve fiyat istikrarının sağlanmasının, ekonominin yeniden dengeye ulaşması için kritik bir süreç olduğunu belirtti. Ancak bu sürecin tamamlanmasının zaman alacağını, ekonomik rahatlamanın ancak 2026 yılında hissedilmeye başlanacağını ifade etti.

Enflasyon Kontrolü ve Fiyat İstikrarı Vurgusu

Aran, 2024 yılı için yaptığı değerlendirmede, enflasyonun kontrol altına alınmasının Türkiye ekonomisi için hayati bir adım olduğunu vurguladı. Fiyat istikrarı sağlanmadan ekonominin sürdürülebilir bir şekilde büyümesinin mümkün olmadığını belirten Aran, bu süreçte zorlu ekonomik koşulların devam edeceğini söyledi. Özellikle üretim, talep ve istihdamda yaşanan azalmaların, enflasyonla mücadelede ödemenin gerekeceği bir bedel olduğunu ifade etti.

Aran, "Amacımız enflasyonu düşürmekse bunun bedelini de ödeyeceğiz," diyerek, bu sürecin kaçınılmaz olduğunu ve ekonomideki dengenin sağlanması için gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti. Ekonomik büyümenin 2024 yılında %3,5 civarında olmasını beklediğini, ancak bu büyümenin ekonominin soğumasıyla birlikte gerçekleşeceğini söyledi.

2024 Yılı İçin Faiz Tahminleri

Hakan Aran, Merkez Bankası'nın sıkı para politikasına devam edeceğini ve faiz oranlarında bir gevşeme beklemediklerini dile getirdi. Aran, Ekim ayında yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası’nın herhangi bir faiz indirimi yapmayacağını, ancak kasım ayından itibaren faiz indirimlerine yönelik sinyallerin gelebileceğini öngördü.

Aran, politika faizinin 2025 sonunda %25 seviyesine inebileceğini ve enflasyonun da aynı dönemde %20 seviyelerine düşebileceğini belirtti. Bu sürecin, Türkiye'nin ekonomide yeniden dengeye ulaşmasına ve 2026 yılına umutla bakmasına olanak sağlayacağını ifade etti.

Ekonomide 2026 Yılı Hedefi

Aran, Türkiye ekonomisinin 2026 yılında dengeye ulaşacağını ve rahatlamanın ancak o zaman hissedileceğini belirtti. Bu süreçte, uzun vadeli yapısal dönüşümlerin ve reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle üretim ve ihracata dayalı ekonomi modelinin benimsenmesi gerektiğini söyleyen Aran, bu adımların Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyüme ve düşük cari açık hedeflerine ulaşması için kritik olduğunu belirtti.

Aran, “2026 yılına kadar ekonomik zorluklar devam edecek, ancak fiyat istikrarının sağlanması ve enflasyonun düşmesiyle birlikte, ekonomi yeniden dengeye ulaşacaktır. Bu süreçte üretim, ihracat ve istihdam odaklı reformlar hayata geçirilmelidir” dedi.

Kredi Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Yönelik Değerlendirmeler

Hakan Aran, sıkı para politikasının bankacılık sektörü üzerindeki etkilerini de değerlendirdi. Zorunlu karşılık oranlarının artırılmasının bankaların kârlılığı üzerinde baskı oluşturduğunu, ancak bu baskının zamanla azalacağını ifade etti. Aran, "2025 yılında bankacılık sektöründe yeniden kârlı bir döneme gireceğimizi umut ediyorum," diyerek, bankaların kredi politikalarında yaşanan sıkışıklığın 2025 yılı boyunca devam edeceğini belirtti.

Aran, kredi kartlarında yeni bir düzenleme gereği kalmadığını, mevcut düzenlemelerin kredi kartı kullanımını dengelediğini söyledi. Ayrıca, uzun vadede üreten kesimlere yönelik teşviklerin ve kredi garanti fonu benzeri mekanizmaların konuşulması gerektiğini vurguladı.

Editör: Halit Alptekin