Dünya Gazetesi yazarı Bekir Tamer Gökalp, 29 Mart tarihli köşe yazısında gelişmekte olan ülkelerde faiz artışları ve döviz kuru politikalarına dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Gökalp, bu politikaların ekonomik istikrar açısından önemli olmakla birlikte, yanlış uygulanması durumunda ekonomiyi bir sarmala sürükleyebileceği uyarısında bulundu.

Faiz artışı makroekonomik istikrar için bir araç

Gökalp’in değerlendirmesine göre, gelişmekte olan ekonomilerde enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları, makroekonomik istikrarı doğrudan etkiliyor. Bu nedenle merkez bankaları, özellikle enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde faiz artırımı yoluna giderek yerel para biriminin değer kaybını önlemeye çalışıyor. Ancak bu adımın büyüme ve yatırım üzerinde baskı oluşturabileceği uyarısında bulunuluyor.

Merkez bankalarının kullandığı diğer araçlar

Faiz artışının yanı sıra merkez bankalarının döviz kuru dengesini sağlamak için başka enstrümanlar da kullandığını belirten Gökalp, bu araçları şu şekilde sıraladı:

  • Döviz rezervlerinin kullanımı: Merkez bankalarının piyasaya döviz satarak yerel para biriminin aşırı değer kaybını önlemeye çalıştığını, ancak rezervlerin sınırlı olması nedeniyle bu yöntemin sürdürülebilir olmadığını ifade etti.

  • Sermaye kontrolleri: Yabancı sermayeyi sınırlandıran uygulamaların yatırımcı güvenini zedeleyebileceğini söyledi.

  • Dış ticaret politikaları: İthalat vergileri ve ihracat teşviklerinin, döviz arz-talep dengesine etki ederek kura müdahale edebileceğini aktardı.

Ekonomik sarmal nasıl oluşur?

Yazıda, faiz artışlarının kontrolsüz uygulanması halinde bir ekonomik sarmala yol açabileceğine dikkat çekildi. Gökalp bu süreci şu adımlarla özetledi:

  1. Faiz artar, kredi kullanımı azalır.

  2. Tüketim ve yatırımlar düşer, büyüme yavaşlar.

  3. İşsizlik artar, talep daralır.

  4. Üretim geriler, durgunluk baş gösterir.

  5. Yatırım iştahı kaybolur, ekonomi küçülmeye başlar.

Bu döngünün, faiz artışlarından beklenen olumlu sonuçları sınırlı kılacağını vurgulayan Gökalp, bu noktada politika yapıcıların dikkatli olması gerektiğini belirtti.

Sarmaldan çıkış için öneriler

Gökalp, ekonomik kısır döngüden çıkış için şu önerileri sıraladı:

  • Dengeli faiz politikası: Artışların kademeli ve reel sektörü gözeten şekilde yapılması gerektiğini ifade etti.

  • Yatırım ve üretim teşvikleri: Devlet destekli finansman modellerinin ekonomiyi canlandırabileceğini vurguladı.

  • İstihdam dostu adımlar: Özellikle KOBİ’lere yönelik düşük faizli kredilerle işsizliğin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.

  • Kur ve enflasyon dengesi: Döviz rezervlerinin etkin kullanımı ve güven veren para politikalarının gerekliliğine işaret etti.

  • Maliye politikalarıyla destek: Vergi indirimleri ve kamu harcamalarının etkinleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Sonuç: Dengeli politikalar sürdürülebilir büyüme için şart

Bekir Tamer Gökalp’in değerlendirmesine göre, faiz artışı enflasyonla mücadelede etkili bir araç olsa da, tek başına yeterli değil. Kur dengeleme politikalarının yan etkilerini azaltacak tamamlayıcı önlemler ve sürdürülebilir büyümeye odaklanan dengeli adımlar atılmadığı takdirde, ekonomi bir sarmala girerek durgunlukla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle para ve maliye politikalarının koordineli ve ihtiyatlı biçimde yürütülmesi kritik önem taşıyor.