Küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimler ve yükselen enflasyon beklentileri, yatırımcıları güvenli limanlara yönlendiriyor. Bu süreçte altın, öne çıkan yatırım araçlarından biri olurken, altına dayalı yatırım fonlarında da dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Özellikle son dönemdeki gelişmeler, altın fiyatlarında yukarı yönlü bir seyri destekliyor.

Altın fonlarında yıllık getiri dikkat çekiyor

Ekonomim yazarı Zeynep Aktaş'ın analizine göre, altın fonları yatırımcıların portföylerinde öncelikli tercihler arasında yer alıyor. Neo Portföy Altın Fonu, %86,42’lik yıllık getirisiyle fonlar arasında en yüksek kazancı sağlayan ürün olarak öne çıkıyor. Bu durum, yatırımcıların altına dayalı enstrümanlara ilgisini artırıyor.

Katılım fonları da yükselişte

Faiz hassasiyeti bulunan yatırımcıların tercih ettiği altın katılım fonlarında da güçlü performanslar gözlemleniyor. Ziraat Portföy Altın Katılım Fonu %65 getiriyle listenin zirvesinde yer alırken, Albaraka ve Nurol’un fonları da %64’ü aşan getirilerle öne çıkıyor. Katılım esaslı fonlara yönelik artan ilgi, bu ürünlerin yatırımcı portföylerindeki ağırlığını artırıyor.

Teknoloji sektöründe Aselsan öne çıkıyor

Yatırımcıların güvenli liman arayışı yalnızca altınla sınırlı kalmıyor. Borsa İstanbul’da teknoloji hisseleri arasında dikkat çeken Aselsan, sektördeki toplam 628 milyar TL’lik piyasa büyüklüğünün %86,8’ine sahip durumda. Özellikle ekim ayından bu yana değer kazanan şirket, yatırımcılar için teknoloji tarafında güçlü bir alternatif sunuyor.

Çeşitlendirme stratejisi önemini koruyor

Zeynep Aktaş, yatırımcıların dönemsel risk algılarına göre portföylerini şekillendirmesine karşın, uzun vadede fırsatları kaçırmamak adına çeşitlendirme stratejisinden vazgeçilmemesi gerektiğini vurguluyor. Altın ve teknoloji gibi güvenli limanların yanında, farklı varlık sınıflarının da dengeli biçimde değerlendirilmesi öneriliyor.