Sabah gazetesi yazarı Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı mart ayı Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verileri üzerinden yaptığı değerlendirmede, reel sektörün üretim ve ihracat konularında umutlu olduğunu vurguladı. Alkin, öte yandan bankacılık sektörünün beklenmedik şekilde kredi maliyetlendirmelerinde frene basmasının, ekonomik aktörlerde kafa karışıklığı yarattığını belirtti.
RKGE güçlü seyrini sürdürüyor
Mart ayında açıklanan RKGE, bir önceki aya göre 1,7 puan artış göstererek 104,1 puana ulaştı. Mevsimsellikten arındırılmış veri ise 0,4 puan artarak 103,2 olarak kaydedildi. Alkin, bu gelişmenin, iç piyasa ve ihracat siparişlerine ilişkin beklentilerin güçlü olduğuna işaret ettiğini ifade etti.
İhracatın niteliği değişiyor
Alkin, Türk ihracatçısının yalnızca coğrafi çeşitlilikte değil, ürün niteliğinde de ilerleme kaydettiğine dikkat çekti. Orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracat payının arttığını, özellikle savunma sanayii ihracatının 10 milyar dolar sınırına yaklaştığını belirtti. Bu durumun, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki rolünü güçlendirdiğini ifade etti.
Bankalar kredi kanallarını daralttı
Reel sektörün üretim, ihracat ve istihdam açısından pozitif bir rota izlediğine vurgu yapan Alkin, buna karşın bankacılık sektöründeki tutuk davranışı eleştirdi. “Sanki TL ve dövizde radikal bir değişim yaşanacakmış gibi bir refleksle kredi maliyetlendirmelerini durduran bankalar, finansman kaynaklarını reel sektörden esirgiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Makro veriler güçlü: öngörülebilirlik net
Alkin, Türkiye’nin kamu borç stokunun GSYH’ye oranı bakımından G20 ve OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde olduğunu, ayrıca 11 ilde yürütülen yeniden imar sürecinin güçlü mali disiplinle sürdürüldüğünü vurguladı. Bu tabloya işsizlik oranındaki düşüş, sanayi üretiminin istikrarı ve TCMB rezervlerinin tarihî düzeylere çıkması da eklendiğinde, Türkiye ekonomisinin “yüksek öngörülebilirlik” sunduğunu ifade etti.
"Telaşa gerek yok" mesajı
Dünyanın önde gelen finans kurumlarının, son haftalardaki gelişmelere rağmen Türkiye için yıl sonu dolar/TL tahminlerini değiştirmediğine dikkat çeken Alkin, buna rağmen iç piyasada bankaların gereksiz bir kaygıyla hareket ettiğini savundu. “Bu kadar çok araç ve imkan varken, bankaların telaşı anlamsız” dedi.
“Türkiye Yüzyılı” vurgusu
Alkin yazısının sonunda, Türkiye’nin bağımsız bir ekonomik ve siyasi rota inşa ettiğini, bu süreçte bazı iç ve dış aktörlerin rahatsızlık duyabileceğini ifade etti. Türkiye’nin küresel ekonomi-politik sistemdeki “oyun kurucu” ve “güvenilir liman” rolünü sürdürmesi gerektiğini belirten Alkin, bu sürecin temel dayanağının öngörülebilirlik ve güçlü makroekonomik performans olduğunu vurguladı.