Dünya Gazetesi yazarı Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, bugünkü köşe yazısında ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifeleri üzerinden yürüttüğü ticaret politikasının küresel ekonomi ve Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirdi. Ünalmış’a göre, alınan kararlar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir stratejinin parçası olarak şekilleniyor.
Dış ticaret açığına karşı tarifeler yeterli mi?
Başkan Trump’ın tarifelere başvurmasının ardında, ABD’nin kronik dış ticaret açığını azaltma amacı yatıyor. Trump, özellikle sanayisizleşme ve artan işsizlik sorunlarına ithalata getirilen yüksek gümrük vergileriyle çözüm bulmayı hedefliyor. Ancak Prof. Dr. Ünalmış, iktisat literatüründe bu yaklaşımın kalıcı bir çözüm olarak değerlendirilmediğini vurguluyor. Ona göre, dış ticaret dengesizliklerinin temelinde ülkelerin tasarruf ve tüketim eğilimleri yer alıyor.
Örnek Türkiye: Vergi artışları talebi nasıl etkiliyor?
Ünalmış, Türkiye’deki sıfır otomobil satışları üzerinden vergilerin kısa ve uzun vadeli etkilerine dikkat çekerek, “ÖTV, KDV ve motorlu taşıtlar vergisi kısa vadede talebi kısabilir. Ancak kalıcı bir düşüş için hanehalkı gelir-tasarruf dengesinin değişmesi gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
Asıl hedef Çin mi?
Yazıda, Trump yönetiminin ticaret politikalarının yalnızca ekonomik değil, stratejik yönüne de işaret ediliyor. Ünalmış, “ABD’nin Çin’i küresel hegemonyasına karşı ciddi bir tehdit olarak gördüğünü” belirterek, tarifelerin arkasındaki esas amacın Çin’in ekonomik yükselişini yavaşlatmak olduğunu ifade ediyor. ABD’nin Çin’e yönelik ithalat vergileri %34’ten %125 seviyesine çıkarken, diğer ülkelere yönelik tarifeler 90 gün süreyle ertelendi.
Türkiye’ye doğrudan etkiler sınırlı, dolaylı etkiler önemli
ABD’nin açıkladığı tarife listesinde Türkiye’ye uygulanan %10’luk vergi oranı görece düşük seviyede kalırken, Ünalmış’a göre asıl önemli olan Avrupa Birliği ülkelerinin bu süreçten nasıl etkileneceği. Özellikle Almanya gibi ihracat partnerlerinin zayıflaması, Türkiye’nin ihracatına da dolaylı zarar verebilir. Ayrıca Çin ve Hindistan gibi ülkelerin ABD dışındaki pazarlara yönelmesiyle Türkiye iç pazarında rekabetin artması muhtemel.
Türkiye için fırsatlar doğabilir mi?
Ticaret savaşlarının oluşturduğu yeni küresel dengeler içinde Türkiye’nin bazı alanlarda avantaj elde edebileceğini vurgulayan Ünalmış, Çin kaynaklı doğrudan yatırımların Türkiye’ye kayabileceğine, ABD pazarında boşalan alanlara Türkiye’nin yerleşebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca Avrupa ile ticari ve siyasi ilişkilerin güçlenmesi ihtimali de dile getiriliyor.
Ancak bu fırsatların kendiliğinden gerçekleşmeyeceğini hatırlatan Ünalmış, “Kamu ve özel sektörün birlikte, eşgüdüm içinde hareket etmesi gerektiğini” belirtiyor. Hazırlıkların ve uygulamaların bu doğrultuda yapılıp yapılmadığı ise zamanla görülecek.