UMPAS Holding A.Ş.'nin hisseleri, 1 Ekim 2024'ten bu yana bilanço açıklanmaması nedeniyle Borsa İstanbul'da işleme kapalı durumda. Şirketin daha önce de benzer sorunlarla gündeme geldiği biliniyor. 2021-2022 yılları arasında yine bilanço eksikliği nedeniyle hisseler tam 14 ay boyunca işleme kapalı kalmıştı. Bu durum, özellikle yatırımcılar arasında ciddi mağduriyetler yaratıyor ve halka açık şirketlerin şeffaflık sorumluluğunu bir kez daha gündeme taşıyor.

Finansal tabloların açıklanamaması sadece şirketin yönetim zafiyetine işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda yatırımcıların ekonomik hareket alanını da kısıtlıyor. Hisselerine ulaşamayan yatırımcılar, acil nakit ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk yaşarken, şirketlerin bu sorumluluğu yerine getirmemesi ağır eleştirilere neden oluyor.

"Halka açık bir şirket, özel firma gibi yönetilemez"
Endeks24 yazarı Ata Can, bu konuda yaptığı değerlendirmede, şirketin uzun süre bilanço açıklamamasının kabul edilemez bir durum olduğunu vurguladı. Halka açık şirketlerin düzenli finansal raporlamalarının hem yasal bir zorunluluk hem de yatırımcıların en temel hakkı olduğunu belirtti.

Ata Can, "Finansal tablolar ne kadar kötü olursa olsun sonuçta açıklanır. Yatırımcı kendi kararını verir, alır ya da satar. Ancak bu tabloları aylarca açıklamamak ve yatırımcının elini kolunu bağlamak, hak ihlalidir. Borsa İstanbul'da benzer olaylar sıklıkla yaşandığı için yatırımcı güveni her geçen gün azalıyor. Bu durum hem piyasayı hem de ekonomiyi olumsuz etkiliyor," ifadelerini kullandı.

Yıllardır süren sorunlar ve çözüm önerileri
Ata Can'ın yorumlarında dikkat çektiği bir diğer konu, benzer sorunların yıllardır çözülmemiş olması. Bazı halka açık şirketlerin, geçmişte finansal tabloları açıklamayı kasten geciktirdiğine, Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) yükümlülüklerini yerine getirmediğine ve hatta borsa kotasyon ücretlerini ödemediğine şahit olduklarını ifade etti. Bu tür uygulamalar sonucunda yüz binlerce yatırımcı mağdur oldu.

Halka açık şirketlerin, bireysel bir firma gibi hareket edemeyeceği ve daha sıkı denetimlere tabi tutulması gerektiği sık sık dile getiriliyor. Düzenleyici kurumların bu tür sorunlarla karşılaştığında daha hızlı ve etkili müdahale mekanizmalarını devreye sokması gerektiği belirtiliyor. Yatırımcı haklarını koruma adına uygulanacak yaptırımların caydırıcı olması gerektiği vurgulanıyor.

Yatırımcı güveni zedeleniyor
Bu tür krizler, sadece bireysel yatırımcıları değil, Borsa İstanbul'un genel güvenilirliğini de olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, düzenleyici otoritelerin piyasalardaki denetimlerini artırması gerektiği görüşünde birleşiyor. Şirketlerin, finansal raporlamalarını geciktirmesi durumunda ağır yaptırımlarla karşılaşmasının, yatırımcı mağduriyetlerini azaltacağına inanılıyor.

Editör: Halit Alptekin