Dünyaca ünlü ekonomist ve John Hopkins Üniversitesi Ekonomi Profesörü Steve Hanke, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) mevcut para politikalarını eleştirerek, enflasyonla mücadelede zemin kaybedildiğini belirtti.
Hanke, enflasyonla mücadelede daha etkin olunması için TCMB'nin faiz artırması gerektiğini savundu.
TCMB'nin faiz politikası ve ekonomik göstergeler
Türkiye, yılın başından bu yana faiz oranlarını %8,5'ten %50'ye kadar yükselterek enflasyonu kontrol altına almaya çalıştı. Bu dönemde swap hariç net rezervlerde de artış gözlemlenerek 39 milyar dolar seviyesine ulaşıldı. Ekonomi yönetiminin yeni politikası doğrultusunda kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin kredi notunu ardı ardına yükseltti.
Ancak, eylül ayında enflasyon oranı %50'nin altına gerilemiş olsa da, bu düşüş yeterli olarak değerlendirilmedi. Ekonomik veriler, yılın başından bu yana enflasyonla mücadelenin sürdüğünü gösterse de, aylık enflasyon oranlarının genellikle %2'nin üzerinde seyretmesi, kalıcı bir iyileşmenin henüz sağlanamadığını işaret ediyor.
Hanke: "Merkez Bankası'nın faiz artırması gerek"
CNBC-e’ye konuşan Steve Hanke, Türkiye'deki mevcut enflasyonla mücadelenin yetersiz olduğunu belirterek, TCMB'nin faiz oranlarını artırması gerektiği görüşünü dile getirdi. Hanke, "Para arzının hala çok hızlı arttığını görüyoruz. Bu durum, enflasyonun düşmesi için bir engel teşkil ediyor," ifadelerini kullandı. Ayrıca, TCMB'nin enflasyonla mücadelesini "kedi-fare oyunu"na benzeterek, Merkez Bankası'nın enflasyonu tam olarak kontrol altına alamadığını vurguladı.
"Enflasyon büyüme için faydalı olabilir"
Hanke, küresel ekonomik bağlamda enflasyonun tamamen ortadan kaldırılmasının zor ve hatta bazen istenmeyen bir durum olduğunu ifade etti. Gelişmiş ülkelerde %2, gelişmekte olan ülkelerde ise %5'lik bir enflasyon oranının ekonomik büyüme için faydalı olabileceğine dikkat çekti. "Merkez bankaları, enflasyonu tamamen bitirmek istemezler; çünkü düşük seviyelerdeki enflasyon, ekonomik büyümenin bir parçasıdır," diyen Hanke, Türkiye’nin mevcut durumda bu oranları yakalayamadığını ve enflasyonla mücadelede daha sıkı para politikalarının gerektiğini savundu.
Ekonomik veriler ve beklentiler
Eylül ayındaki veriler, enflasyonun bir yıl aradan sonra %50'nin altına gerilediğini gösterdi. Ancak bu düşüş, tatmin edici bir iyileşme olarak görülmedi. Ekonomi yönetimi, yılın başından bu yana faiz oranlarını yükselterek fiyat artışlarını kontrol altında tutmaya çalıştı. Swap hariç net rezervlerdeki artış da ekonomiye olan güveni artırdı, ancak aylık enflasyon oranlarının düşmemesi, hedeflenen iyileşmenin henüz gerçekleşmediğini gösteriyor.