Randstad Workmonitor 2025 verilerine göre Türkiye’de çalışanların iş tercihleri önemli değişiklikler gösteriyor. Maaş hâlâ kritik bir faktör olsa da iş-yaşam dengesi daha öncelikli hale geldi.

Araştırmaya göre:

  • Çalışanların %90’ı iş-yaşam dengesini en önemli kriter olarak görüyor.

  • %88’i maaşı kritik bir faktör olarak değerlendiriyor.

Bu oranlar, küresel ortalamalara kıyasla Türkiye’de çalışanların daha yüksek beklentilere sahip olduğunu gösteriyor. Dünya genelinde iş-yaşam dengesini önceleyenlerin oranı %83, maaşı kritik görenlerin oranı ise %82 seviyesinde bulunuyor.

Esneklik Talebi Artıyor

Çalışanların büyük bir bölümü, işyerlerinde daha fazla esneklik bekliyor. Türkiye’de:

  • %83’ü çalışma saatlerinde esneklik istiyor (küresel ortalama %73).

  • %82’si uzaktan veya hibrit çalışmayı tercih ediyor (küresel ortalama %67).

  • Son 6 ayda çalışma saatlerinde esneklik sağlandığını söyleyenlerin oranı %37 olurken, bu oran küresel ölçekte %31 olarak ölçüldü.

Bu veriler, Türkiye’de çalışanların esnek çalışma modellerine daha fazla ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.

Beceriler ve Kariyer Gelişimi Ön Planda

Türkiye’de çalışanlar için kariyer gelişimi ve beceri kazanımı giderek daha önemli hale geliyor. Verilere göre:

  • %84’ü eğitim ve gelişim fırsatlarını önemli buluyor (küresel ortalama %72).

  • %52’si geleceğe yönelik beceri geliştirme imkânı sunmayan bir işi kabul etmeyeceğini belirtiyor (küresel ortalama %44).

  • %65’i yapay zekâ ve dijital beceriler konusunda kendini geliştirmek istiyor (küresel ortalama %55).

  • Son 6 ayda eğitim ve gelişim fırsatlarının arttığını söyleyenlerin oranı Türkiye’de %47, küresel ölçekte ise %34 olarak kaydedildi.

Bu durum, işverenlerin çalışan bağlılığını korumak için beceri gelişimi ve eğitim yatırımlarına ağırlık vermesi gerektiğini gösteriyor.

İşveren Güveni ve Çalışan Bağlılığı

İşyerine duyulan güven ve aidiyet hissi, çalışanların performansını doğrudan etkiliyor. Türkiye’de:

  • %86’sı işverenleri tarafından güvenildiğini düşünüyor (küresel ortalama %83).

  • %90’ı çalışma arkadaşlarıyla iyi bir topluluk hissi oluşturduğunda daha verimli çalıştığını belirtiyor (küresel ortalama %85).

Bununla birlikte, toksik iş ortamları çalışanları iş değiştirmeye itiyor:

  • %41’i toksik bir iş ortamı nedeniyle işten ayrıldığını ifade ediyor (küresel ortalama %44).

  • %65’i kendini ait hissetmediği bir işten ayrılacağını söylüyor (küresel ortalama %55).

Bu sonuçlar, işverenlerin daha sağlıklı bir iş kültürü ve çalışan bağlılığını güçlendirecek stratejiler geliştirmesi gerektiğini gösteriyor.

Yetenek Kaybını Önlemek İçin Ne Yapılmalı?

Randstad Workmonitor 2025 verileri, Türkiye’de çalışanların küresel ortalamalara göre daha yüksek beklentilere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Çalışanların öncelikli talepleri şu şekilde sıralanıyor:

  • İş-yaşam dengesinin korunması

  • Rekabetçi maaş politikaları

  • Esnek çalışma imkânları

  • Becerilerin geliştirilmesine yönelik eğitim fırsatları

  • Sağlıklı iş kültürü ve güvenilir işveren ilişkileri

Türkiye’deki işverenler, bu beklentileri karşılamazsa yetenek kaybı riskiyle karşı karşıya kalabilir. Özellikle maaş politikalarının enflasyon ve alım gücü doğrultusunda güncellenmesi, esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi ve kariyer gelişimi için daha fazla yatırım yapılması şirketler için kritik hale geliyor.