Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayı tüketici enflasyonunu (TÜFE) yıllık yüzde 39,05 olarak açıkladı. Enflasyondaki bu gerileme, faiz oranlarında da düşüşe yol açtı. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 27,3’ün, 5 yıllık faiz yüzde 30,9’un ve 2 yıllık faiz ise yüzde 38’in altına indi. Ancak bu düşüş, kredi faizlerine yansımış değil.

Piyasalardaki beklenti, faizlerin gevşemesiyle kredi maliyetlerinin de aşağı çekilmesiydi. Ancak reel sektörden gelen geri bildirimler, kredi faizlerinin henüz istenilen seviyelere inmediğini gösteriyor.

İşletmeler İçin Kredi Kullanımı Daha Stratejik Hale Geliyor

Enflasyonun düştüğü bir ekonomik ortamda, kredi kullanacak girişimciler için farklı bir denklem ortaya çıkıyor. Artık kredi almak kadar, bu kredinin maliyetlere nasıl entegre edileceği de kritik bir konu haline geldi. İş dünyası için asıl mesele, yüksek maliyetlerin yönetilebilir hale getirilmesi.

Özellikle üretim yapan firmalar açısından, kredi maliyetinin fiyatlandırmaya etkisi büyük önem taşıyor. "Düşen enflasyon ortamında, aldığımız krediyi nasıl daha verimli kullanabiliriz?" sorusu, girişimcilerin üzerinde durması gereken temel noktalardan biri haline geliyor.

Finansmana Erişim Konusunda Belirsizlik Sürüyor

Enflasyondaki düşüşün hızına ve boyutuna dair belirsizlikler, yatırımcılar ve reel sektör açısından planlama yapmayı zorlaştırıyor. Ancak veriler ve piyasa anketleri, enflasyondaki düşüş eğiliminin süreceğine işaret ediyor.

Buna rağmen, finansman maliyetleri ve krediye erişimde yaşanan zorluklar iş dünyasının en önemli sorunları arasında yer almaya devam ediyor. Son dönemde birçok sektörden gelen şikâyetler, uygun koşullarda kredi bulmanın zorlaştığını gösteriyor.

Hükümetten Destek Açıklaması Geldi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, firmaların döviz alım satımı nedeniyle oluşan maliyetlerini azaltacak ve ticari hayattaki likiditeyi rahatlatacak mevzuat değişiklikleri üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Ayrıca, "50 milyar liralık yeni kefalet paketimizi 15 gün içinde devreye alacağız." diyerek, finansman ihtiyacı olan işletmelere yeni bir destek mekanizması sağlanacağını duyurdu.

Bu açıklamalar, işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmayı amaçlasa da, piyasadaki genel kredi maliyetleri düşmeden reel sektörün üzerindeki baskının hafiflemesi zor görünüyor.

Gelecek İçin Çözüm: Verimlilik ve Teknoloji Yatırımı

Borçlanma ihtiyacının sürdürülebilir hale gelmesi için uzun vadeli stratejilere odaklanılması gerektiği vurgulanıyor. Verimlilik artışı, teknoloji geliştirme ve uzmanlaşma gibi unsurlar, işletmelerin finansal bağımsızlığını sağlamada kritik rol oynayacak.

Kredi maliyetlerinin yüksekliği, firmaları borçlanmaya daha temkinli yaklaşmaya zorlarken, iş dünyasının gelecekteki yatırımlarında yeni bir planlama sürecine girmesi kaçınılmaz görünüyor.