Dünya gazetesi yazarı Seyfettin Gürsel, bugünkü köşe yazısında ocak ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. TÜİK’in açıkladığı verilere göre ocak ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 5 oranında artarken, baz etkisinin sınırlı kalması nedeniyle yıllık enflasyon ancak yüzde 42’ye geriledi. Gürsel, özellikle hizmet sektöründeki yüzde 10,3’lük fiyat artışına dikkat çekerek, sağlık harcamalarında yüzde 23,6’lık artışın en çarpıcı gelişme olduğunu belirtti.

Gürsel’e göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), sağlık sektöründeki bu artışın muayene katılım paylarına yapılan zamdan kaynaklandığını ifade ediyor. Şubat ayında da sağlık harcamalarında benzer artışların devam etmesi beklenirken, kira, eğitim ve lokanta-otel fiyatlarında yaşanan yükselişler de dikkat çekiyor. Ocak ayında kiralar yüzde 8,7, eğitim harcamaları yüzde 7,6, lokanta ve otel fiyatları ise yüzde 6,5 oranında arttı.

Kamu Fiyat Baskıları Enflasyonu Geçici Olarak Düşürdü

Gürsel, hükümetin bazı fiyatları baskılamasının enflasyonu düşürmeye yönelik geçici bir strateji olduğunu, ancak bu tür önlemlerin uzun vadede kalıcı etkiler yaratamayacağını vurguladı. Özellikle kira artışlarının yüzde 25 ile sınırlandırılması gibi müdahalelerin yan etkilere yol açtığını belirten Gürsel, bu politikanın “Yeni İktisat Programı” çerçevesinde kaldırılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Yargıtay kararına göre kira artışlarının yıllık enflasyona endeksli olarak belirlendiğini hatırlatan Gürsel, ocak ayında bu oranın yüzde 56 olduğunu ve yıllık enflasyonun 14 puan üzerinde kaldığını söyledi. Bu durumun, kira fiyatlarının uzun bir süre aylık enflasyonun üzerinde seyretmesine neden olabileceğini dile getirdi.

Üretici Fiyatlarında Düşüş Hızı Yavaşladı

Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’ndeki (Yİ-ÜFE) düşüş eğilimine de değinen Gürsel, kasım ve aralık aylarında üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 0,5 seviyelerinde seyrettiğini, yıllık enflasyonun ise yüzde 28,5’e gerilediğini hatırlattı. Ancak ocak ayında üretici fiyatlarının yüzde 3,1 arttığını ve yıllık enflasyonun ancak yüzde 27,2’ye indiğini belirterek, üretici fiyatlarındaki hızlı düşüşün devam etmesinin zor göründüğünü ifade etti.

Gürsel, üretici fiyatlarının düşmesindeki en büyük etkenin döviz kurunun baskılanması olduğunu belirtti. Ekonomist Haluk Tükel’in analizlerine atıfta bulunarak, Türk Lirası’nın tüketiciye göre yüzde 37, üreticiye göre ise yüzde 66 oranında “aşırı değerlenmiş” durumda olduğunu aktardı. Gürsel, TL’nin aşırı değerlendiği görüşüne katılmadığını ancak ihracatın zorlanmasına neden olabilecek bir seviyeye ulaştığını vurguladı.

Enflasyon Tahmininde Revizyon Gerekiyor

Gürsel, ocak ayı başında kaleme aldığı köşe yazısında, 2025 yılının ilk yarısında enflasyonun güçlü bir şekilde düşeceğini öngördüğünü ancak bu tahminin fazla iyimser olduğunu belirtti. Ocak ayındaki fiyat artışlarının beklenenden yüksek çıkmasının nedenleri arasında, devletin baskıladığı fiyatlardaki ani yükselişleri ve lokanta-otel gibi bazı sektörlerde talebin hala güçlü olmasını gösterdi.

Önümüzdeki aylara dair enflasyon tahminlerini güncelleyen Gürsel, şubat ayında enflasyonun yüzde 3, mart, nisan ve mayıs aylarında ise yüzde 2 civarında, haziran ayında ise yüzde 1,5 olacağını varsaydığında, beş aylık birikimli enflasyonun yüzde 11 seviyesinde olacağını hesapladı. 2024 yılının aynı döneminde bu oran yüzde 17 olmuştu.

Bu tahmine göre, haziran sonunda yıllık enflasyon yüzde 42’den ancak yüzde 37’ye gerileyebilecek. Gürsel, “Umarım bu kez kötümser bir tahmin yapmışımdır, aksi takdirde bu yılın ve hatta gelecek yılın ekonomik ve siyasal senaryolarını yeniden düşünmek gerekecek,” ifadelerini kullandı.

Editör: Halit Alptekin