Son dönemde Türkiye’deki siyasi gelişmelerin yarattığı belirsizlik, finansal piyasalarda ciddi dalgalanmalara neden oldu. Siyasetçilere yönelik adli işlemler ve beklenmedik gelişmelerin ardından dolar kuru 41-42 TL bandına, euro 44-45 TL seviyelerine, gram altın ise 4 bin TL’ye kadar yükseldi. Bu sert hareketler sonrası döviz kurlarında sınırlı bir dengelenme yaşandı; Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle dolar 38 TL, euro ise 41 TL seviyelerine geriledi. Aynı gün Borsa İstanbul’da iki kez devre kesici uygulanırken, BIST 100 endeksi günü yüzde 8,7 oranında düşüşle kapattı.

CDS puanı son beş ayın zirvesinde

Piyasalardaki bu oynaklık, Türkiye’nin risk primine de yansıdı. Ülkenin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 279 baz puana ulaşarak Ekim 2024’ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı. CDS’teki artış, borçlanma maliyetlerinin yükselmesine neden olarak finansal istikrar açısından endişe yaratıyor.

Sıcak para çıkışı riski gündemde

Türkiye’de kısa vadeli kazanç hedefiyle bulunan yabancı sermaye, yani ‘sıcak para’ stokunun ocak sonu itibarıyla 312,1 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor. Bu tür yatırımlar, doğrudan üretim ya da istihdam yaratmaktan ziyade faiz ve kur hareketlerinden kazanç sağlamayı hedefliyor. Dolayısıyla, siyasi veya ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde ani çıkış riski taşıyor.

2023’ün ikinci yarısından itibaren uygulanan ekonomi politikaları, sıcak para girişini destekler nitelikteydi. Ancak son siyasi gelişmeler bu dengeleri değiştirdi. Döviz kurlarındaki hızlı yükseliş, mevcut pozisyonların kapatılmasını kârlı olmaktan çıkararak sıcak paranın şimdilik beklemede kalmasına neden oldu. Ancak, istikrarsızlık sürerse, sermaye çıkışlarının hızlanabileceği değerlendiriliyor.

Ocakta sıcak para stoku 5,2 milyar dolar arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre, 2023 sonunda 282,3 milyar dolar olan sıcak para stoku, 2024 Ocak ayında 5,2 milyar dolarlık artışla 312,1 milyar dolara ulaştı. Bu büyümenin önemli bir kısmı portföy yatırımlarından kaynaklandı.

Portföy yatırımlarının 128,1 milyar dolarlık kısmı, ağırlıklı olarak Türk kamu ve özel sektör borçlanma senetlerinden oluşuyor. Bu senetlerin 63 milyar doları devlet, 16,7 milyar doları bankalar, 14,7 milyar doları ise özel sektör tarafından ihraç edilmiş durumda.

Yabancıların Borsa İstanbul’daki varlığı 33,7 milyar dolar

Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki hisse senedi yatırımları, ocak sonu itibarıyla 33,7 milyar dolara ulaştı. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre bu yatırımların çoğunluğu portföy yatırımı kapsamında değerlendiriliyor. Ancak Borsa’da yüzde 10’un üzerinde paya sahip yatırımlar doğrudan yatırım statüsüne giriyor.

Mevduat ve kredi verileri de hareketli

Ocak ayında yurtdışı yerleşiklerin TCMB nezdindeki kısa vadeli mevduatları 3,2 milyar dolarlık çekilişle 31,5 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde yabancıların Türk bankalarındaki döviz mevduatları 1,4 milyar dolar azalırken, Türk Lirası mevduatları 2,4 milyar dolar artarak toplamda 24,9 milyar dolara çıktı.

Öte yandan, Türk özel sektörünün yurtdışından sağladığı kısa vadeli ticari kredi hacmi ocak ayında 0,5 milyar dolarlık azalmayla 58,9 milyar dolara indi. Yabancıların bankalara ve reel sektöre sağladığı kısa vadeli kredi hacmi ise aynı dönemde 3,5 milyar dolar artarak 22,6 milyar dolara yükseldi. Bu kredilerin büyük kısmı, yani 20,7 milyar doları bankaların yükümlülüğü altında bulunuyor.

Kırılganlık sürüyor, izlenecek faktörler kritik

Piyasalarda yaşanan oynaklığın devam edip etmeyeceği, büyük ölçüde siyasi gelişmelerin seyrine, piyasa aktörlerinin buna vereceği tepkiye ve ekonomi yönetiminin olası müdahalelerine bağlı olacak. Sıcak para çıkışı riskinin gündemde kalması, kısa vadeli finansal kırılganlıkları artırma potansiyeli taşıyor.