GÜNDEM

Nitelikli göç ve yatırım alarm veriyor!

Türkiye'de ekonomik ve göç politikaları nedeniyle nitelikli insan gücü ve yatırımlar yurtdışına yöneliyor. Gayrimenkul alımları artarken, beyin göçü ve döviz çıkışı risk oluşturuyor.

Abone Ol

Türkiye'de son yıllarda uygulanan siyasi ve ekonomik politikalar, on binlerce doktor, mühendis ve nitelikli insan kaynağının yurtdışına göç etmesine yol açtı. Yüksek öğretim için başka ülkelere giden gençlerin sayısı artıyor, Türkiye'den Avrupa'ya iltica başvuruları da rekor kırıyor.

Yeni Trend: Yurtdışında Gayrimenkul Alımı

Son aylarda dikkat çeken bir diğer gelişme ise Türk vatandaşlarının yurtdışında gayrimenkul alımlarının artması. Özellikle maddi durumu iyi olan Türk vatandaşları, İngiltere, İspanya, Yunanistan ve Dubai gibi ülkelerde ev almayı tercih ediyor.

Ekonomik Politikalar ve Göçün Etkileri

Finans uzmanı Tunç Şatıroğlu'na göre, yurtdışından gayrimenkul alımına ilginin artmasının temel nedeni Türkiye'de hükümetin izlediği ekonomi ve göç politikaları. Dövizin sürekli baskılanması, mevduat faizlerinin enflasyonun altında kalması ve Türkiye'deki gayrimenkul fiyatlarının anormal artışı, yurtdışında yatırım yapma eğilimini artırdı.

Yurtdışına Artan Döviz Çıkışı

Türklerin yurtdışında gayrimenkul alımlarıyla birlikte ülkeden çıkan döviz miktarı da artıyor. 2023 yılı bu alanda rekor yılı olurken, 2 milyar 86 milyon dolarlık yatırım yurtdışına gitti. 2024 yılının ilk dört ayında ise yurtdışına giden yatırım, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56,4 arttı.

Beyin Göçü Milli Güvenlik Sorunu

Sadece yatırımlar değil, nitelikli insan gücü de Türkiye'den ayrılıyor. Göç uzmanı Prof. Dr. M. Murat Erdoğan, Türkiye'nin en büyük milli güvenlik sorunlarından birinin beyin göçü olduğunu belirtiyor. Erdoğan, hukuk sistemi ve insan haklarındaki erozyonun, liyakattaki kırılmanın bu göçün ana sebepleri arasında olduğunu vurguluyor.

Göç Politikalarının Yol Açtığı Riskler

Mülteci ve düzensiz göçmen sayısının artması da ciddi riskler taşıyor. Göç uzmanı Erdoğan, Suriyeli gençlerin içinde gelişen yeni kimlikler ve milliyetçilik akımlarının ırk temelli çatışma risklerini artırabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin bu süreci iyi yönetememesi durumunda iki taraflı radikalleşme sorunuyla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuyor.