PİYASALAR

Küresel tahvil baskısı sürüyor!

A1 Capital, tahvil piyasalarında küresel baskının arttığını ve sterlinin tarihi düşüşünü değerlendirdi. Küresel piyasalarda tahvil getirileri ve dolar güçlenmeye devam ediyor.

Abone Ol

A1 Capital'in bugün yayımladığı günlük bültende, tahvil piyasalarındaki küresel baskının sürdüğü ve sterlinin iki yılın en büyük düşüşünü yaşadığı belirtildi. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvili getirisi, %4,73’lük zirve sonrası %4,67’ye gerileyerek Nisan 2024’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar ise sterlin, euro ve diğer para birimlerine karşı güçlü seyrini sürdürerek 109,08 endeks değerinde işlem gördü.

Sterlin tarihi düşüşte
Sterlin, Kasım 2023'ten bu yana en düşük seviyesine geriledi ve gün sonunda %0,6 düşüşle 1,229 dolardan işlem gördü. İngiltere'deki mali istikrar endişelerinin küresel tahvil piyasaları üzerindeki etkisine dikkat çeken A1 Capital, bu durumun yalnızca İngiltere’ye özgü olmadığını, küresel bir olgu olduğunun altını çizdi.

ABD'de faiz indirim beklentileri azalıyor
ABD’de Fed'in faiz politikalarına ilişkin beklentilerin azalması, dolar ve tahvil faizlerini yukarı taşıyan en önemli etkenlerden biri oldu. Başkan Trump’ın ekonomik politikalarına dair belirsizlikler ve tahvil satışlarının hızlanması, piyasalarda dalgalanmayı artırıyor. A1 Capital, piyasaların 2025 yılına kadar yalnızca bir veya iki faiz indirimi beklediğini belirtti.

Euro Bölgesi ve Çin ekonomileri de baskı altında
Euro Bölgesi'nde perakende satışların beklentilerin altında kalması, tüketimdeki durgunluğu teyit ederken, Alman 10 yıllık tahvil getirisi %2,528’e geriledi. Çin’de ise tüketim teşviklerine rağmen deflasyon baskıları sürüyor. Çin yuanı, merkez bankasının müdahalelerine rağmen dolar karşısında 16 ayın en düşük seviyesinde işlem gördü.

Piyasalar belirsizlik içinde
A1 Capital, piyasalardaki bu çalkantılı sürecin yakın zamanda yatışabileceği ancak özellikle ABD’nin kamu maliyesine yönelik endişelerin devam ettiğini belirtti. Tahvil piyasalarındaki toparlanmanın, Trump’ın ekonomi politikalarına yönelik belirsizliklerin azalmasıyla mümkün olacağı öngörülüyor.