ABD Merkez Bankası (Fed), beklenen yarım puanlık bir faiz indirimiyle parasal genişleme döngüsünü başlattı. Bu indirim, enflasyonun düşmesiyle birlikte işsizlik oranının düşük tutulması hedefini güçlendiriyor. A1 Capital'in günlük bültenine göre, politika yapıcılar yıl sonuna kadar yarım puan daha indirim yapmayı planlıyor. Gelecek yıl ise faiz oranlarının bir puan daha düşmesi, 2026'da ise yarım puanlık bir düşüş daha gerçekleşmesi öngörülüyor. Ancak bu ileri dönem tahminlerin belirsiz olduğunu unutmamak gerekiyor.

Küresel etkiler: Dolar ve petrol fiyatları

Fed'in bu adımı, küresel ekonomi üzerinde de ciddi yansımalar yarattı. Dolar, faiz indirimi sonrası zayıflama eğilimi gösterirken, Asya hisse senetleri ve uzun vadeli tahvil getirileri yükseldi. Dolar endeksi toparlanma kaydetse de sterlin karşısında zayıf kalmayı sürdürüyor. Brent ham petrol fiyatları ise Çin'deki zayıf talep nedeniyle gerilemeye devam ediyor. Bu durum, petrol piyasasında da dalgalanmaların yaşanmasına neden oldu.

TCMB'nin kararı ve Türkiye ekonomisine etkileri

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı da piyasalarda dikkatle izleniyor. Aylık enflasyonun düşüş göstermemesi nedeniyle TCMB'nin faiz politikasında değişiklik beklenmiyor. Çekirdek enflasyonun istikrarı, faiz indirimi için en az iki aylık bir düşüş eğilimi gerektiriyor. TCMB'nin faiz indirimine Ekim ve Kasım aylarında başlaması öngörülüyor.

İngiltere Merkez Bankası'nın faiz politikası

İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz politikasına yönelik beklentiler de büyük önem taşıyor. Enflasyon verilerinin yüksek seyretmesi, BoE'nin faiz indirimlerinde daha temkinli olmasına neden oluyor. Piyasalar, BoE'nin faiz kararı yerine tahvil satışlarına odaklanmış durumda. BoE'nin QT programındaki değişiklikler, önümüzdeki dönemde İngiltere ekonomisi üzerinde etkili olacak.

Editör: Halit Alptekin