Bankacılık sektöründe yükselen mevduat faizleri toplam faiz giderlerini artırırken, kredi-mevduat makasındaki iyileşme ve kredi faizlerindeki artış net faiz marjında toparlanma sağladı. Ekim ayında sektörün net kârı 55,2 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu, yıllık bazda yüzde 19 artış anlamına gelse de aylık bazda yüzde 29'luk bir düşüşe işaret ediyor.
Faiz gelirlerinde artış, giderlerde paralel yükseliş
Ekim ayında bankaların toplam faiz gelirleri, bir önceki aya göre yüzde 14 artarak 4,73 trilyon TL'ye ulaştı. Faiz giderleri ise yüzde 13,8 artışla 3,96 trilyon TL’ye yükseldi. Faiz gelirlerinin giderlere oranı, ağustos ayında yüzde 1,190 ile tarihi düşük seviyeyi gördükten sonra, ekim ayında yüzde 1,193’e çıkarak hafif bir iyileşme gösterdi.
Kredi-mevduat makasında iyileşme sürüyor
BDDK verilerine göre, TL kredi-mevduat makası ekim ayında 47 baz puan arttı. Bankaların TL fonlama maliyetlerinde henüz belirgin bir düşüş olmasa da kredilerin yukarı fiyatlanması, sektörün faiz marjlarına olumlu yansıdı. Net faiz gelirleri aylık bazda yüzde 11 artış göstererek bu toparlanmayı destekledi.
BofA’dan Türk bankalarına pozitif revizyon
Bank of America (BofA), Türk bankalarına ilişkin analizinde hedef fiyatlarını yukarı yönlü güncelledi. BofA, sektörün yeni bir varlık kalitesi döngüsünün başlangıcında olduğunu ve bu durumun uzun vadede sektör için olumsuz bir etki yaratmayacağını belirtti. Analizde, bireysel müşterilere yönelik takipteki alacakların önemli bir risk unsuru olduğu ancak şirket kredilerinde sağlam bir duruş sergilendiği ifade edildi.
Komisyon gelirleri güçlü, ancak ticari işlemler zarar yazdı
Bankacılık sektöründe komisyon gelirleri, yıllık bazda yüzde 119 artarak güçlü görünümünü sürdürdü. Ancak ticari işlemlerden elde edilen kâr, ekim ayında 5,2 milyar TL zarara dönerek net kârı baskılayan bir unsur oldu. Ayrıca, bankaların net karşılıkları aylık bazda 16 milyar TL artarak kârlılığı sınırladı.
Dördüncü çeyrekte toparlanma bekleniyor
Uzmanlar, bankacılık sektörünün üçüncü çeyrekte yaptığı en kötü marj performansından sonra, dördüncü çeyrekte bir toparlanma yaşayacağını öngörüyor. Ancak devam eden regülasyon baskıları ve faiz indirimi beklentilerinin ötelenmesi, toparlanmanın kademeli gerçekleşeceğine işaret ediyor.