Sabah yazarı Dilek Güngör, bugünkü köşe yazısında küresel diplomasi sahnesindeki hareketliliğe dikkat çekti. Ukrayna-Rusya savaşının üçüncü yılına yaklaşırken, Türkiye’nin uluslararası diplomasideki belirleyici rolüne vurgu yaptı.
Güngör’ün değerlendirmesine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Ankara’da yaptığı görüşme, barış müzakerelerinin seyrini değiştirebilecek nitelikte. Aynı dakikalarda Riyad’da ise ABD ve Rusya yetkilileri, savaşın başlamasından bu yana ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirdi. Ancak bu toplantıya Ukrayna ve Avrupa ülkelerinin davet edilmemesi, ABD ile Avrupa arasında Ukrayna meselesindeki fikir ayrılıklarını gözler önüne serdi.
Güngör, Avrupa ülkelerinin süreci yalnızca uzaktan takip etmek zorunda kalmasını "ABD olmadan Rusya karşısında çaresizler" sözleriyle yorumladı. Türkiye’nin ise savaşın başından beri her iki tarafla da dengeli ilişkilerini sürdürerek diplomatik anahtar konumunu koruduğunu belirtti.
Akkuyu NGS ve Batılı Engellemeler
Dilek Güngör, yazısında Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki yatırımlarının uluslararası güçler tarafından çeşitli engellerle karşılaştığını da vurguladı. Güngör’ün hatırlattığı üzere, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaat süreci, Alman Siemens’in teslim etmediği ekipmanlar nedeniyle sekteye uğramıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat devreye girmesi ve diplomatik girişimler sonucu, gerekli ekipmanların Çin’den tedarik edilmesiyle sorun aşılmıştı.
Ancak ABD’nin de Akkuyu NGS’ye yönelik yeni bir yaptırım hamlesi geldi. Güngör’ün aktardığına göre, ABD Adalet Bakanlığı, Rusya’nın JPMorgan Chase üzerinden Akkuyu projesi için oluşturduğu fonu bloke etti. Rosatom tarafından finanse edilen projede, New York merkezli JPMorgan ve Citigroup aracılığıyla sağlanması planlanan 2 milyar dolarlık fon donduruldu. Akkuyu NGS, yaptırımlardan muaf olmasına rağmen, fon akışına yönelik bu hamlenin projeyi geciktirme riski taşıdığı belirtiliyor.
Güngör: Türkiye'nin Konumu Stratejik Öneme Sahip
Dilek Güngör, küresel diplomaside yaşanan bu gelişmelerin Türkiye’yi her anlamda yakından ilgilendirdiğini belirtiyor. Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşındaki dengeli duruşunun, hem bölgesel hem de küresel siyasette kritik sonuçları olacağını ifade eden Güngör, Türkiye’nin diplomatik hamlelerinin dikkatle takip edilmesi gerektiğini söylüyor.
Özellikle enerji alanında Türkiye’nin önüne çıkarılan engellerin Batı’nın nükleer güç üzerindeki hâkimiyetini koruma çabasıyla ilgili olduğunu belirten Güngör, Akkuyu NGS’nin geleceğinin yalnızca Türkiye’nin enerji politikalarını değil, uluslararası ilişkileri de şekillendireceğini vurguluyor.